Cuma, Ağustos 04, 2006

Ayakkabıdaki Çakıl Taşı




" How Happy is the blameless vestal's lot
The world forgetting by the world forgot
Eternal Sunshine of the Spotless Mind
Each prayer accepted and each wish resigned."




Kaybettiklerimizden, kaybetmiş olmanın çıldırtıcı paniğinden, artık sahip olamadıklarımızın hatırasından, fobilerimizden, korkularımızdan, yerinde olmayanın nefes kesen soğuğundan, akıp giderken duruvermenin yanlızlığından küçük bir operasyonla, bir gece uykusuyla, en fazla bir şişe tekilanın vereceği beyin hasarı ile kurtulabilme imkanı satılsa ne kadar verirdiniz? Yeniden herşeyin yeni görünmesi için değil banka cüzdanı, hayati uzuvlarından bile vazgeçebilecek olanlarımız, anlarımız var.

"Eternal Sunshine of the Spotless Mind" bir Michel Gondry harikası evet ama onu kült yapan filmin teknolojik açıdan yaptığı ispatların yanısıra Jim Carrey ve Kate Winslet gibi şöhretlerini tam olarak tanımlanabilecek belirli bir karakter ile yapmış iki oyuncunun inanılmaz bir oyunculukla kimseye göstermedikleri yüzleri ile bu filmde harikalar yaratmış olmaları. Üstelik Gondry ustalığını kendisini üst seviyede bilimkurgu öğeleri taşıyan hikayenin neredeyse altkatınızda birkaç ay önce yaşanmış kadar doğal anlatılması ile de ortaya koyuyor. Yine yönetmenin detaylardaki ustalığı Jean-Pierre Jeunet'nin ustalığını ve detaylarını anımsatıyor, fakat Jeunet'nin filmlerinde her zaman tamamiyle kendimizden farklı bir dünyada olduğumuzu biliyoruz, burada ise epey yakından tanıdığımız birinden bahsediliyor gibi...

Bu arada tabi banka cüzdanlarına el atmadan önce bu filmde hizmeti sağlayan Lacuna Inc. şirketinin sayfasına da bir bakıvermekte fayda var. Hata daha da ileri gidip sayfadaki testleri uygulayarak çıldırı seviyenizi ve aciliyet durumunuzu belirleyebilmek de mümkün.

Filmin adı yukarıda da bir parçası bulunan, Alexander Pope'un "Eloisa to Abelard" adlı şiirinden geliyor. Bu onsekizinci yüzyıl şairinin onurlu, tutkulu, cesaret ve acı dolu mısralarından farklı olarak filmde çokça bu yüzyıla ait bir kaçış hissiyle bir kişiye ya da bir döneme ait anıları silebilme ihtimali düşündürüyor. Yıllar geçip yeni anılar beyine yazılsa bile ayakkabımıza kaçmış, yürümeye imkan veren ama hep varlığını hissettiren bir çakıl taşı gibi, diğer tekinin bir yerlerden çıkacağını umarak atamadığınız bir çorap teki gibi komodinde duran anıları silivermek... Anıları silince beraberinde öğrendiklerimizi de silmiş olur muyuz? Yahut hayat her zaman bildiğinden şaşmadığı gibi inatla bize öğretmek için aynı insanı mı yeniden sevdirir, başkası ile aynı şeyleri yeniden mi yaşatır? Hayatı olduğu gibi ve geldiği kadar kabul etmeyi öğrenemediğimiz sürece bunu bilemeyeceğiz, yahut sanırım huzur bulamayacağız. Bütün bu acıyı engellemenin bencil endişeleri bir tarafta kafamızı kurcalarken, insan ruhunun başa çıkmak için yarattığı mucizelere bir bakalım; iki büyük ozan Tom Waits ve Murtahan Mungan'dan..

Tom Waits - Blue Valentines

She sends me blue valentines
All the way from Philadelphia
To mark the anniversary
Of someone that I used to be
And it feels just like theres
A warrant out for my arrest
Got me checkin in my rearview mirror
Thats why I'm always on the run
Thats why I changed my name
And I didn't think you'd ever find me here

To send me blue valentines
Like half forgotten dreams
Like a pebble in my shoe
As I walk these streets
And the ghost of your memory
Is the thistle in the kiss
And the burgler that can break a roses neck
It's the tatooed broken promise
That I hide beneath my sleeve
And I see you every time I turn my back

She sends me blue valentines
Though I try to remain at large
They're insisting that our love
Must have a eulogy
Why do I save all of this madness
In the nightstand drawer
There to haunt upon my shoulders
Baby I knowI'd be luckier to walk around everywhere I go
With a blind and broken heart
That sleeps beneath my lapel

She sends me my blue valentines
To remind me of my cardinal sin
I can never wash the guilt
Or get these bloodstains off my hands
And it takes a lot of whiskey
To take this nightmares go away
And I cut my bleedin heart out every night
And I die a little more on each St. Valentines day
Remember that I promised I would
Write you...
These blue valentines
blue valentines
blue valentines


Murtahan Mungan - Nilüfer
(Müslüm Gürses'in Aşk Tesadüfleri Sever albümünden)

Zamanın eli değdi bize
Çoktan değişti her şey
Aynı değiliz ikimiz de
Zaaflarına bir gece
Hatalarına bir nilüfer
Sevgisizliğine bir kalp verdim
Artık geri ver
Geri veremezsin aldıklarını
Artık geri ver
Geri verilmez hiçbir yanılgı
Yokluğuma emanet et
Sende benden kalanları
Her şeyi al
Bana beni geri ver
Bir şansım olsun
Başka yer, başka zaman
Sensiz ömrüm olsun